Edebiyatla, özellikle Rus edebiyatıyla ilgili herkesin okumaktan zevk duyacağı, yayımlandığı yıldan bu yana adından söz ettiren bir romandır Babalar ve Çocuklar.
Turgenyev’in romanda babalardan mı çocuklardan mı yana olduğu sorusu 1860’larda tartışmalara neden olmuş, babalar gericilikle özdeşleştirilirken çocuklar demokrasinin, devrimin ve ilericiliğin simgesi sayılmıştır.
Roman, evrensel nesil farkı temasının yanı sıra, dönüşüm geçirmekte olan 19. yüzyıl Rusya’sının gerçekçi bir tasviri, panoramik bir fotoğrafıdır. Turgenyev ilericilik-gericilik ekseninde çarpıştırdığı babalar ve çocuklarını, kurbağalara inanan ama prensiplere inanmayan Bazarov karakterinin prizmasından ustalıkla yansıtır.
Romanda, üniversiteyi henüz bitiren Arkadi, arkadaşı Bazarov’la birlikte ailesinin büyük çiftliğine gelir. Eski toprak sahiplerinden olan baba ve amcanın temsil ettiği kuşakla bu nihilist gençler arasında, doğaldır ki çeşitli çatışmalar yaşanır. Hikâyeye eklenen başka kişi ve unsurlarla Babalar ve Çocuklar, kuşak çatışması anlatısının ötesine geçecektir.
Babalar ve Çocuklar, hem babaların hem de çocukların zevkle okuyacağı, nadir ortak kitaplardandır. Hasan Âli Ediz’in güzel Türkçesiyle
Nikolay Petroviç ‘Ağabeyim bizim haklı olduğumuzu söylüyor,’ diye düşünüyordu. ‘Her türlü gururu bir yana bırakarak, bana da gerçeğe biz onlardan daha çok yakınmışız gibi geliyor... Ama öte yandan bizde olmayan bir şeyin onlarda olduğunu, bize göre bir üstünlükleri bulunduğunu da hissediyorum. Gençlikleri mi? Hayır, yalnız gençlikleri değil... Sakın onların bu üstünlükleri, onlarda derebeylik izlerinin bizden daha az oluşundan ileri gelmesin?..’