Faulkner’in, hemen bütün eserlerini kaplayan “Güneyli“ sesin belki de en gürlestigi; Güney’in yitisinden, Güney’e atfettigi insanî degerlerin yitisinden duydugu hüznün en fazla yüzeye çiktigi romani. Bir çocuk, bir yasli adam ve yasli adamin emektar av hedefi, ayni zamanda sanki av arkadasi olan bir ayi... Bu üçlü ekseninde, insanlarin birbirleriyle, seylerle ve dogayla iliski biçimlerinde yasanan degisimin, “kopma“nin yankisi; bu degisimin insanlardan alip götürdüklerine bir agit gibi.
(Tanitim Bülteninden)