Fırtınalı hava yüzünden gemi gecikmişti ve bu yüzden ben Fransız sahilindeki o limana varamadan önce akşamın geç saatleri çoktan gelip çatmıştı.
Beni, yolculuğumda daha da ileri götürecek olan treni kaçırmış olduğumdan elimde harcanması gereken yirmi dört saatim vardı. Bu ıssız görünen sahil kasabasında mahsur kalmışken zamanımı en iyi nasıl geçirebilirdim? Görüyordum ki yapacak pek bir şey yoktu. Melankolinin yaylarını gererek çalındığı belli olan bir dans müziğinin geldiği, köhne görünümlü bir yer vardı. “Pek çekici değil.” Diye düşündüm.