İhtiyar balina, hikâyen bitmedi daha!
Buyuk sofralarda anlaşmalar yapıp etini, yağını en uygun koşullarda yine birbirlerine pazarlayacaklar. “Bir bana, bir sana” yapacaklar… Ve kanın daha kurumadan, kumlarda kalan iskeletinin ustune yepyeni bir şehir inşa edecekler. Kuçuk pencereli, Fransız balkonlu, ince duvarlı odacıklar kondurulacak ölu sıcaklığına. Havalandırmaların adı park olacak. A - B - C - D koğuşları yerine İnci 1 Sitesi, Pırlanta 2 Sitesi falan denilecek; 2 artı 1 A tipi mutfak, 3 artı 1 D tipi mutfaklar yapılacak yanmış yıkılmış duvarların yerine. Soğuk demir kapıların suslu mu suslu olacak, guler yuzlu olacak eli telsizli olanlar. Mudurler ve komutanlar site yöneticileri olarak anılacak, gardiyanlar ise guvenlik görevlileri… Ve parçalanan etin ustune kurulacak bu yeni şehri pazarlamak için kampanyalar yapacaklar. Banka kredileri ne kadar da cazip ve uygun ödemeli olacak! “Hayata Dönuş’un Adresi” diye yazılacak dev reklam panolarına.
Ay Işığı Altında Kısa Gölgeler yureklerinde gömulu olan anılarını deşmekten korkmayan ve her daim akıntıya karşı duran insanların hikâyelerini fısıldıyor bize.