Yeni kusak öykücülügümüzün en önde gelen isimlerinden Müge Iplikçi, Arkasi Yarin’da çesitli etkilesimlerin baskisi altindaki karmasik dünyasini anlamaya ve anlamdirmaya çalisan insanlarin öykülerini dile getiriyor. Duru bir dil, usta bir kurgu ile yazilmis bu öyküler, yetkin bir edebiyatçinin kalem farkini ortaya koyuyor. Öncelikle kadinin dünyadaki yerini sorgulayan Müge Iplikçi, insanin genel portresini çizerken dünyanin her türlü esitsizligine karsi duyarligini korumaya özen göstererek, ayrintilarin degerini bilerek, hakkini vererek kuruyor öykülerini. Arakasi Yarin’i okurken dünden bugüne sarkmis olanlarin yarini da nasil avcunun içinde tuttugunu düsüneceksiniz bir kez daha. Hayatin sürekliligindeki kirilma noktalarini ve kiriklarin biraktigi izlerin öykülerini okuyacaksiniz. “Çok güzeldi, çünkü neredeyse gerçek gibiydi. Gerçek gibi olan hiçbir seyden korkmak gerekmezdi. Çok güzeldi, çünkü çocuktuk. Çocukluk, kendisi en hakiki sey olsa bile tüm olan biteni algilarken böyle bir aldanisin içine düsmekti.“ (Tanitim Bülteninden)