“Rahatsız edici, tahammülfersa, heyecan verici, heves
kırıcı Rodó: Aile resmimizin bir köşesinde oturan, biz
onu gölgelere ittikçe bize kendimiz olma fırsatı tanıyan,
derken bizlere söyleyecek iki çift lafı daha olduğunu fark
ettiğimiz Uruguaylı amcamız: seni bir kez daha meşhur
ediyor, sonra yine kafana yumruğu indiriyoruz ihtiyar.
Aile kavgalarımızın bir parçasısın o halde, tanımlamamıza
yardımcı olduğun ve bizleri isyan etmeye teşvik
ettiğin dünyada yaşayan, saygısız, en az senin kadar
hayal kırıklığına uğramış, öngörülü, eksik yeğenlerine
katlanman lazım senin de.”
Carlos Fuentes
Latin Amerika’nın en önemli ve en tartışmalı fikri yapıtlarından
Ariel, 1900’de Uruguay’ın başkenti Montevideo’da
yayımlanır. Yüzyıl sonu Avrupa’sının medeniyetin geleceğine
dair hararetli tartışmalarına uzak bir diyardan katkı
sunan genç edebiyat profesörü Rodó, vahşi ve faydacı
Kuzey’in medeniyetsiz ve teknik merkezli ilerlemesinde
ruhanî cephenin ihmalinin felaketle sonuçlanacağından
emindir. Grek-Roma ve Yahudi-Hıristiyan tecrübelerinden
damıtılmış ideallerin yön verdiği maneviyatçı,
seçkinci, eğitim odaklı, alternatif bir modernite önerir
Ariel. Renan’ın Shakespeare’in Fırtına’sını III. Cumhuriyet
Fransa’sı için yeniden yorumladığı Caliban oyununu
esas alır: Peri Ariel’in, yani Latin Amerika’nın barbar
Caliban’dan, ABD’den özgürleşmesi için bir program sunar.
Güney Amerika’da birçok ülkede ders kitabı olarak
okutulmuş, nesilleri ve ülkeleri aşan ütopik vizyonuyla
klasikleşmiş Ariel kendi tefsiriyle gelen bir rüya.
“Her yerde yeniden canlanma, yeni güçlerin keşfi ihtiyacı
gözüme çarpıyor. Amerika’nın gençliğine çok ihtiyacı
olduğuna inanıyorum… Geçmiş, tamamen, savaş çıkaran
ele aittir; şimdi, düzleyen ve inşa eden sağlam ele,
gelecek ise ruhun en iyi niteliklerinin gelişimi için istikrar
ve ortam sunar. Hayal ettiğimiz bu Amerika’yı düşünebiliyor
musunuz?”
José Enrique Rodó