Medeniyetleri tarih sahnesine çıkaran ve birbirinden farklılaştıran en temel saik, insanoğlunun varoluşuna yeni bir anlam çerçevesi kazandıran bir düşünce, inanç ya da iddiayı ortaya koyabilmesidir. İnsanoğlunun varoluşuna yeni bir anlam çerçevesi çizen dünya görüşleri önce varlık, bilgi ve değer sistemlerini etkileyen zihniyet süreçlerini belirlerler, sonra da zamanla süreklilik kazanarak sosyal hayatı düzenlemeye başlarlar. Bu anlamda zihniyet unsurları olan varlık-bilgi-değer sistemleri ile sosyal hayat unsurları olan hukuk-ekonomi-siyaset yapıları arasındaki görünmez bağ, bu süreklilik unsurları ile şekillenir ve dinamik bir süreç ile kendini tarihî varoluş alanına yansıtır.
Ahmet Davutoğlu’nun 1990’da doktora tezi olarak hazırladığı ve 1994’te İngilizce olarak yayınlanan bu kitabı, iki alternatif paradigma olarak İslam ve Batı medeniyetlerine zihnî temel teşkil eden dünya görüşlerinin süreklilik ve tutarlılık unsurlarını ontolojik, epistemolojik ve aksiyolojik arka planları açısından ele alarak söz konusu dünya görüşlerinin siyaset teorisine etkilerini; sosyo-politik sistemin ve devletin gerekçelendirilmesi, siyasî otoritenin ve yönetimin meşruiyeti, güç ve çoğulculuk yapılanmaları ve siyasî birim ve evrensel düzen meseleleri etrafında kapsamlı ve derinlikli bir şekilde tartışmaktadır.