Alın yazısı…
İster inanın ister inanmayın, beklenilmeyen olaylar halkasıyla uzayıp giden bir zincirden ibarettir hayat; sizi nereye alıp götüreceğini bilemezsiniz.
Sizi zenginlik, mutluluk, huzur aldatmacasıyla yurdunuzdan, evinizden koparır, adına gurbet denilen bir büyük boşluğa çekiverir bazen. Oysa gurbet sadece mesafelerden, yabancılıktan ve yalnızlıktan ibaret değildir; aslında o kökünden sökülmüş bir ağacın sararıp solan umut yapraklarıdır, yaşama sevincinizi kurutan gönül susuzluğudur.
Eğer genç Saylav gibi birazcık şanslıysanız karşınıza sizin gibi kendi öz topraklarından koparılmış Türk kızı Nurcihan’ı ya da güzelliği dillere destan Türkmen atı Sarıkız’ı çıkarıverir kader; hayata yeniden tutunursunuz sevinçle. Elbette alın yazınızın öngördüğü çizgide…
Hasan Kayıhan’ın akıcı ve berrak diliyle bu kitap, buruk bir gurbet ve sıcacık bir aşk hikâyesidir; bir çırpıda okuyacağınız…