Dogrusu Afrika’ya ilk adimimi atincaya kadar Afrika denilince benim de aklima sadece siyah tenli insanlar, yoksulluk, kitlik, kizgin çöller ve zamaninda yasanan sömürgecilik gibi konular gelirdi. Afrika’ya ilk adimimi attiktan sonra kara kitanin bunlara ilaveten çok daha baska bir dünya oldugu gerçegiyle karsilastim. Gördüklerim, bildiklerimle asla örtüsmüyordu. Afrika’daki ilk görev yerim olan Sudan’da geçirdigim üç yilin ardindan Kita hakkindaki kanaatlerim, dünya hayatina bakisim, tasarruf ve israf anlayisim, kisacasi Kita’yla ilgili kavram dünyam tamamen degisti. Sözcüklerin kamuslardaki anlamiyla Afrika’yi resmetmeye yeterli olamayacagini bizzat tecrübe ettim. ‘Afrika anlatilamaz ancak yasanarak anlasilabilir’ tezi benim açimdan kesinlik kazandi.....