İncecik bir buzda yürümeye, yüksekteki bir ipin üzerinde dengede durmaya benziyordu aşk. Bir kalp, aynı adam için kaç kere çarpar sorusunu acıta acıta soruyordu defalarca… Hayat, özünde harikadır, ama sen de benim kadar iyi biliyorsun ki en beklemediğin anda suratına tokadı çarpmak gibi bir huyu vardır. Birçok insan adaletsizliğe, haksızlığa isyan eder; hayatına devam etmeye çalışmaz. Hayat bize hiçbir şey borçlu değil; kontrol, sandığımız kadar bizde olmayabilir ama seçeneklerimiz var. Söyleyeceğim şu ki; yapabileceğin en iyi seçimi yap ve asla suçluluk duyma. Suçluluk duymak beyhude... Kime âşık olacağına sen karar veremezsin.
Rebecca, ilk gençlik aşkı Olly ile evlenir fakat yıllar sonra Olly, Rebecca’nın hayatından sonsuza dek çıkar. Kötü ve beklenmedik bir kazadır bu. Rebecca, doğduğu kasabaya, ailesinin yanına döndüğünde orada onu bekleyen bir sürpriz vardır. Ya aşkı ya da sonsuza dek sürecek bir yası seçecekti artık!
Sen olsan hangisini seçerdin?
Rebecca ve Joe geçmişleriyle yüzleşmek zorunda kalırken hem acı, hem tatlı anılar su yüzüne çıkıyor ve cevaplanmamış soruları beraberinde getiriyor.
Rebecca unutmayı ve affetmeyi yıllar sonra başarabilecek mi