Okurlarıyla ilk kez 1982’de, tam metin olarak ise daha sonra eklenen bölümleriyle 1991’de buluşabilen Zona, Dovlatov’un en hacimli romanıdır ve sanatsal macerasını ancak yirmi yılda tamamlayabilmiştir.
Kitaba adını veren “zona” kelimesi, Rusçada basit haliyle “bölge”, “alan” demektir. Ancak çalışma kampları söz konusu olduğunda ve kelime suçlu jargonunun görkemli dünyasına iltica ettiğinde anlam bir anda canlanır, kabuğunu yırtar ve genişler. “Zona” artık yalnızca bir cezaevi değildir, etrafındaki oluşumlarla kurulmuş organik bağlarıyla başlı başına bir fenomendir.
Dovlatov’un kendi askerlik tecrübelerinden yola çıkarak kaleme aldığı “Zona”, yine onun deyimiyle Sovyetler Birliği’nin minyatür bir kopyasıdır.
Ölüler Evinden Anılar, Kolıma Öyküleri, İvan Denisoviç’in Bir Günü gibi Rus kamp ve hapishane edebiyatının kanonik eserleri arasında özgün bir yeri olan Zona, Eyüp Karakuş’un Rusça aslından çevirisiyle ilk kez Türkçede…