Iktisadi gelismenin çok önemsendigi ve toplumsal refahin da bir gelismislik kriteri olarak benimsendigi küresel bir dünyada, Müslümanlarin maddî alanda zayif kalmalari, Islâm’in yüceligine gölge düsürür. Bu sebeple kulluk suuruna vakif olan Müslümanlarin Allah’in lütfuna siginarak zenginlige kavusmalari tesvik edilmelidir. Kuran ve Sünnet çizgisinde belirlenmis bereket kaynaklarina müracaat eden Müslümanlar, dünyevî refahla birlikte uhrevi saadeti de temin etmis olurlar. Bereket kaynaklari, sadece maddi unsurlardan olusmaz. Materyalist yaklasimlardan farkli olarak helal rizkin bereketlenmesini saglayan unsurlarin basinda daha çok manevi-sosyal içerikli tutum ve davranislar gelir. Ibadetlerini aksatmadan helal yoldan temiz para kazanmak isteyenler, ilahî rahmet hazinelerinden yararlanarak zenginlige kavusabilirler. Zenginligin dünyevî sürdürülebilirligi ve uhrevi kaliciligi ise manevî sifrelerinde gizlidir.