Meşhur müfessir Razi (r.a) Cenab-ı Hakkın zamana yemin etmesinin ve surenin manasını şahit olduğu şu olaydan sonra anladığını ifade eder. Pazar da gezerken bir satıcı görür. Hava sıcaktır ve o buz satmaktadır. Şöyle bağırır: "Sermayesi eriyip tükenmekte olan şu adamın buzlarından alan yok mu?”
Peki bizim en büyük sermayemiz olan zamanımız nerelerde eriyip gidiyor?
En değerli sermayemizi, en üstün amellerle geçirerek, en karlı yatırımları yapa biliyormuyuz?
Yoksa, her şeye vakit ayırıp da vakti yaratana vakit ayıramayanlardan mıyız?
Tepelerden kopup gelen seller gibi ömrümüz ecelimize doğru hızla koşmaktadır. Takvimden her gün bir yaprak eksilmekte ve biz her gün kabre bir adım daha yaklaşmaktayız.
"Eğer bir gün gençliğim bana dönüp gelseydi, ihtiyarlığın elinden neler çektiğimi ona şikayet ederdim” diyen Arap şairin işaret etiği gibi, şikayet mercii olan bir hayat değil, gençliğinde de ihtiyarlığında da şükre medar olacak bir hayat yaşamaya çalışmalıyız.