Tekrarliyorum: Suçsuzum; tipki sizler gibi. Suçluysam bile, unutmayin, en çok sizinki kadardir bu... Hiçbir hayatin basrolünü oynamaya kalkismadim; kendiminkinin bile...
Bu durum beni ne utandiriyor, ne de görevini savsaklayanlara özgü o üstü örtülü suçluluk duygusuyla yüklüyüm.
Yüz: 1981’in kahramani yüzsüz, isimsiz, bencil ve hazci, ne yaptigini bilen duyarsiz biri... Cinsel iliskiyi aska yegleyen, gamsiz, herkes kadar suçlu ve suçsuz biri...
Dört kadinin arasinda dolasiyor. Içki ve karabasan, hastalik ve ilaç. Bulasici...
12 Eylül’ün ruhunu, solun sahici yenilgisini, yerine ikame edilen yeni degerleri ve vicdansizligi anlatiyor Mehmet Eroglu. Kendinden baska kimseyi düsünmeyen hirsli insanlari, eriyip gidenleri, egreti duranlari, çözülmeleri, erdemsizligi, çaresizligi... Salgin gibi yayilan siradanligi...
1981 kime ne ögretti? Hayat, sevgisiz yasanabilir mi? Nefret ve küçümsemeyi çok uzatirsak, sonunda seytan mi oluruz?
Mehmet Eroglu dünyasinin ilk solcu olmayan kahramani. Ters köse...