John Kaag, evliliğinde ve kariyerinde yolunu kaybetmiş genç bir filozofken New Hampshire’ın iç bölgelerinde, ünlü Harvard filozofu William Ernest Hocking’e ait West Wind malikânesine denk gelir. Hocking, felsefenin dev isimlerinin sonuncusudur. Amerikan felsefesi ve psikolojisinin kurucusu William James’in akımına aittir. Kaag, William James’e karşı büyük bir yakınlık hissetmektedir. Bu inanılmaz kitap, James’in “Hayat yaşamaya değer mi?” sorusuna cevap aramaktadır.
Kaag’ın Hocking kütüphanesinde keşfettiği kitaplar küf tutmuştur. Fakat Kaag bu kitapların önemini fark edince onları kurtarmaya karar verir. West Wind kütüphanesinde Whitman’ın el yazmaları ve Frost’un notları dışında Hobbes, Descartes ve Kant’a ait birinci baskılar da bulunmaktadır. Kaag bu paha biçilmez ciltleri okumaya başlayınca çıktığı yolculuk onu felsefenin hayatla dolu prensiplerini –kendine yetebilme, pragmatizm ve yücelik– keşfetmesini sağlar ve zeki, genç bir Kantçı ile Hocking kitaplarını restore eder.
Yarı entelektüel tarih, yarı otobiyografi olan Varlığın Gizemi aşk, özgürlük ve bilgeliğin insanın hayatına yön vermede oynayabileceği rol üzerine yazılmıştır.