1960 öncesi Türkiye’si ve Kerkük. Tutsak’ta üç tutsaklık birbirine geçer, dolanır, birlikte akar: yaklaşan ihtilalin gerilimindeki Türkiye’de insanların insafsız siyasî akışa tutsaklığı, yanlış bir evliliğe hapsolmuş kadının tutsaklığı ve Kerkük Türkü’nün Irak diktatoryası altındaki tutsaklığı. Romandaki 1960 öncesi Kerkük’tür ama o Kerkük hiç bitmedi. Orda katliamlar hâlâ devam ediyor. Ne diyelim? Bir yakın tarih romanı mı, aktüalite mi, kehanet mi? Belki hepsi.
“Midem ne kadar çok bulanıyordu. Gözlerim kapalı, istediğim o kurşun uykusu yok. Kafam, bozuk bir motor gibi ağır ağır çalışıyor. İçimde bir yerde iniltiler; ‘öldü’ diye değil, ‘beni bırakıp gitti’ diye yanıyorum! Tanrı’m, bu kadar mı bencilim ben? Bu kadar mı vahşi, gaddar? Gayrı özümden de iğrenmiyorum; cam gözlerle, camdan gerçeklere bakanlar gibiyim.”
Basım Tarihi : 1 2018
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 200
Ağırlık : 164 gram
En / Boy : 12.5 / 19.5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Basım Yeri : Türkiye - İstanbul
Dil : Türkçe