Bu kitabı yazarken amacımız, “dibe vuranların dünyasını” anlatmak değildi. Amacımız, kötü ve kötücül olanın, yeraltı dünyasının, postmodern algı içerisinde, nasıl bir sanat nesnesi haline dönüştüğünü göstermek, bunların nasıl bir metaforik boyuta taşınabileceğini ispatlamaktı. Yeraltı dünyası, o dünyanın yaşamsal degerleri, kötüler, suçlular, eşcinseller, alkolikler bizim için sadece bir araçtı. Aslında biz yeraltı algısı ile postmodern bir tavır içerisinde, geleneksel edebiyat anlayışına ve modernizme bir eleştiri getirmek istedik. Edebiyat içerisinde geleneksel edebiyat anlayışı, modernist ve seçkinci tutum ile kaleme alınmış metinler elbette olmalıdır. Fakat bunların dışındaki algı biçimlerini de tanımak ve değerlendirmek gerekmektedir. Böylesi okuma modelleri için zaman çoktan gelmiştir hatta geçmektedir. Yeni okuma biçimlerini tanımak, çözümleme yöntemlerini kullanmak, modern eleştiri kuramlarını çekinmeden uygulamak, onların Türk edebiyatındaki görünümleri analiz edebilmek, yerleşik ve egemen anlamlandırma biçimlerinin yanında, ezber bozan farklılıkları da görmek gerekmektedir. Nitekim ana akım edebiyat anlayışının dışında kalan metinleri geleneksel tahlil yöntemleriyle değerlendirmeye çalışmak, emek ve zaman kaybının ötesine geçemeyecektir. Bu nedenle Türk edebiyatında yeni okuma modellerini benimsemek konusunda takınılan tavır, cesur bir girişimden çok bir ihtiyaçtır. Bu tutum, bizim bir ekip halinde diğer çalışmalarımız için de yol gösterici olacaktır. Unutulmamalıdır ki, postmodern algı ve postyapısalcı sistem, biz istesek de istemesek de kabul etsek de etmesek de boşlukları kendisi dolduracaktır. İşte bizim söylemek istediğimiz de tam olarak budur…
Kağıt Cinsi | Kitap Kağıdı |
---|
Baskı Sayısı | 1. Baskı |
---|
Basım Yılı | 2021 |
---|
Sayfa Sayısı | 413 |
---|
Kapak Türü | Karton Kapak |
---|