Çok partili hayata 1945’te geçtik.
Ocak 1946’da kurulan Demokrat Parti 14 Mayis 1950 seçimleriyle iktidara geldi.
Böylece “demokrasi“ye geçmis mi olduk?
1960’larda siyasal rejimimizi “biçimsel demokrasi“, “Filipin demokrasisi“, “cici demokrasi“ gibi sifatlarla niteleyen elestirilere bugün yenileri de katilmis bulunuyor. “46 Hareketi“ bir “karsi-devrim“miydi?
Rejimimizi neden “ara rejim“siz isletemiyoruz? Yoksa Türk Demokrasisi’nin bir “ilkel günahi“mi vardi? “1946 Ruhu“ bir efsane miydi?
DP’nin kurulusundaki “muvazaa“ tartismalarinin, “müfritilimli“ ayrimlarinin bugünkü “takiyye“ tartismalarinin andiran bir yönü var miydi?
Ülkeyi Ikinci Dünya Savasi’nin disinda tutan Inönü, ilk özgür seçimlerde iktidardan neden kovuldu?
Iste yanitlarini ancak 1946-1950 dönemini bütün boyutlariyla inceleyerek verebilecegimiz temel bazi sorunlar...
Bu yapiti, yukarida dile getirilen sorular etrafindaki kuskularinizi giderinceye kadar elinizden birakamayacaksiniz.
(Arka Kapak)
Menü
Sepete Ekle
