Türkiye’de ‘aydin’a ve ‘entelektüel’e bir dizi misyon yüklenmis durumda. Siklikla esanlamli olarak kullanilan bu iki kelimeye lâyik görülen isimlerden, genis bir birikim ve derin bir kavrayis beklenir meselâ. Baskalarinin çözemedigi meseleleri onlarin çözmesi umulur.Bazen de hasin bir sekilde yerilirler: Halktan kopuk haldeler, fildisi kulede yasiyorlar, benciller vs. diye...Türkiye’de Aydinin Kisa Tarihi, öncelikle ‘entelektüel’ ve ‘aydin’ kavramlarini birbirinden ayiriyor. Sonra, bu iki kavrama yüklenen anlamlari irdeleyerek, bu kavramlara ve sifatlara tarihin akisi ve siyasî konjonktür içinde nasil bir islev yüklendigini mercek altina aliyor. Ve bu çerçevede, ideolojik olarak zit kutuplarda yer alan aydinlari/entelektüelleri yeri geldiginde ‘Kemalizm paltosu’ altinda birlestiren süreçleri ve mekanizmalari analiz ediyor.1930’larin konferans salonlarindan 2000’lerin televizyon stüdyolarina, yazdiklari ve yasadiklariyla bir tür olarak ‘aydin’in ve ‘entelektüel’in hikâyesini anlatiyor bu kitap. Bunu yaparken, ‘aydinlar’ üzerinden çarpici bir Türkiye tarihi okumasi da sunuyor…