“Yıllar sonra yeniden adımımı attığım kapı, asma yaprakları ile neredeyse tamamen kaplanmıştı. Soğuk metal kokulu usulca kavradım. Sanki kendime verdiğim sözün içinden geçecektim birazdan. Oysa dün gibi aklımda, bir daha gelmem, deyişim. Dışarıda bir yerde, bir birbirlerine dolanmış sokakların ötesinde biri, kendime verdiğim son kullanma tarihi olmayan bu sözlerin bir listesini tutuyor olsaydı, her defasında saklandığı kuytunun karanlığında kıs kıs gülüyor olurdu. Dilimin büyük lokmalardan sorumlu birimini ilk fırsatta özelleştirecektim.”