Smith ve çağdaşları, bugün üniversite hayatındaki çoğu iktisatçının fizik, biyoloji veya demografi üzerine düşünmeye maruz kalması gibi, o zamanlar teolojideki güncel tartışmalara, gerilimlere ve yeni fikirlere sürekli olarak maruz kalıyorlardı. Ve tıpkı bugün iktisatçıların diğer araştırma kollarından gelen fikirlerden yararlandıkları gibi 18. yüzyıl düşünürleri de sonraları bir disiplin haline gelecek olan ekonomiye dair fikir yürütürken dinî düşünce hakkında duyduklarından, okuduklarından ve gördüklerinden kolayca etkilenmiş olabilirlerdi. Buradaki düşünce kesinlikle Smith’in ya da diğerlerinden herhangi birinin ahlak felsefesindeki yazılarını dinî ilkeleri dayandırmaya çalıştıkları değildir. Aksine, maruz kaldıkları teolojik fikirlerin, yeni düşüncelerine getirdikleri (Schumpeter’ın deyimiyle) analitik öncesi vizyonu şekillendirmeye yardımcı olduğudur. İşte bu eserde iktisadın kurucusu olarak kabul edilen Adam Smith’in düşüncesinde döneminin teolojisinin etkileri farklı açılardan ele alınmaktadır.