Kendi güzelligini fark etmeyen bir mirasyedilikle sorguluyoruz Doguyu. Sanatini, anlayisini, giyimini, idrakini, önem verdiklerini bir Batili gibi elestiriyor, yipratiyoruz. Medenî bir Bati karsisinda medeniyetten nasibini almamis bir Dogu resmi çiziyoruz kendi ellerimizle.Peki, gerçek bu mu sahiden? Temizlik Dogudan Gelir, bu meseleyi, sadece bir babda incelemeye aliyor. Batinin ve Dogunun ‘temizlik’ geçmisinden bugüne uzanan bir tarih ve medeniyet yolculuguna çagiriyor bizi. Kitap nihayetine kavustugunda, insan ister istemez su cümleyi söylüyor: “Temizlik Dogudan Gelir.”