Tarih Boyunca İnanç Tıp İlişkisi adını taşıyan bu çalışma, araştırmacının genel olarak İslam Tıbbı'na ve onun bir alt başlığını oluşturan Tıbb-ı Nebevi üzerine yapmayı düşündüğü bir seri araştırma öncesindeki tarihsel sürece ilişkin okumalar sonucu zihninde oluşan soru ve kuşkuların bir ürünüdür. Temel olarak bu soru ve kuşkular, konuya ilgi duyan ve araştıran herkesin aklına gelebilecek durumlardır.
Deontoloji ve Tıp Tarihçileri'nin ortaya koyduğu bilgi ve belgelerde, tıbbi uygulamaların, yöntemlerin, ilaç unsurlarının (drogların) ne zamandan beri kullanıldığı, hangi unsurların şifalı olduğu, bu ilaçları veren ve sağaltım yöntemleri uygulayanların kimler olduğu konusunda hatırı sayılır sonuçlar yer almaktadır. Tedavide, maddi ilaçlar dışında, okuma, sihir ve büyü gibi çeşitli mânevî uygulamaların yer alıp almadığı, şifa bilgisinin, yani tıp bilgisinin kaynağı, hastalıkların nedenleri hakkında önemli saptamalara yer verilmektedir.
Geçmiş topluluk ve uygarlıklardaki tıbbi yöntemleri, hastalıklardan korunmak ya da kurtuluş uygulamalarını, din ve inanç kuralları olarak inceleyen Dinler Tarihi, Antropoloji, Folklor veya Halk Bilimi uzmanları ise, konuya inanç boyutuyla yaklaşmaktadır. Birinde tıp bilgisi, değeri kazanan bir uygulama diğerinde "ibadet" veya "dini kural" olarak sunulmaktadır. Birisinde tedavi edici (sağaltıcı) hekim, diğer bir branşta "din adamı" bir diğerinde ise "sihirci, büyücü" olarak tanıtılmaktadır.
Bu durumda farklı bilimsel disiplinlerin aynı uygarlık, aynı coğrafya, aynı geleneklere farklı anlamlar ve değerler yüklemesi, konuyu bütünlük içinde kavramamıza yetmemektedir. Birkaç bilim dalı açısından konuya bakmanın güçlüğü ortadadır. Buna karşın araştırmacı, okuyucularıyla paylaşmak istediği ortak soru işaretleri ve şüphelerden yola çıkarak, eski uygarlıkların inanç ve tıp mirasının ortak serüvenini ana hatlarıyla gözler önüne sermek istemiştir.
Bir yerde din dediğimiz gelenekler bütünüyle tanrısal emir ve yasaklar, öbür tarafta sağlık kuralı olarak nasıl adlandırılabiliyor? Eski tıp bilgisi Tanrı'dan mı geliyordu? O halde hastalık ve şifa bilgisi de ona ait olmalı. Yoksa insana çok düşkün olan Tanrı, insanın hastalanmaması için ya da hastalandıysa ondan kurtulması için emir ve yasaklar mı gönderdi? Diğer taraftan insanın aklı ve deneyimleriyle geliştirdiği tıp bilgisini ve uygulamaların yaptırım gücünü artırmak için, -Tanrı'nın haberi olmadığı halde- bunları Tanrı'ya mı dayandırdı? Buna dair daha pek çok soru yöneltmek söz konusudur. Bu puslu havayı biraz aralamak için, tek bilim dalının penceresinden bakmaktansa, bağımsız bir tutumla belki de birkaç bilim dalının ortak bakış açısıyla konu irdelenmiştir.
Bu çalışma, eski uygarlıkların geleneğine aklın bağımsız tavrıyla göz atmak; çeşitli bilim dalları arasında kalmış kör noktalara ışık tutmak için ve tanrısal buyruklarla tıbbi kuralların fizikötesi birlikteliğine dokunmak için kaleme alınmıştır.
Basım Tarihi : 2 2011
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 302
Ağırlık : 292 gram
En / Boy : 13.5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Basım Yeri : Türkiye - İstanbul
Dil : Türkçe
Editör : Veysel Özdemir