Türkler, İslam Dini’ni kabul etmeleriyle beraber Arap Dili’ni öğrenmeye başlamışlardır. Daha sonraki dönemlerde Anadolu’ya yerleşmelerinin ardından Arap devletleriyle gerek kültürel gerekse coğrafi konum olarak sıkı ilişkiler içine girmişlerdir. Özellikle Türklerin uzun bir süre Arap memleketlerine hükmetmesi Arapçanın her yönüyle kullanımını zaruri hale getirmiştir. Selçuklular ve Osmanlılar zamanında kurulan birçok eğitim müessesesinde (Medrese, Enderun gibi), diğer ilimlerin yanında Arapça öğretimi de büyük bir önem kazanmış ve bu önemini Osmanlı Devleti’nin son zamanlarına kadar sürdürmüştür.
Kerim Açık’ın kaleme aldığı Tanzimattan Cumhuriyete Arapça Eğitimi adlı çalışmada; Tanzimat’tan Cumhuriyet’e kadar olan dönemde Arapça öğretiminde görülen modernleşme faaliyetleri ve öğretimde kullanılan kaynaklar yöntem açısından ele alınıp inceleniyor. Arapça öğretiminin metodik analizi yapılırken okuma-anlama, dinleme-konuşma ve yazma becerileri açısından değerlendirmeye tâbi tutulup ve ulaşılan seviyeler tespit edilmeye çalışılıyor.