Modern edebiyat bireyin parçalanmasıyla başlar. Bu parçalanmışlık, bireyin modern hayat karşısında yabancılaşması, yabancılaşmanın insanda yarattığı sıkıntı ve bütünlüğe ulaşmaya çalışma şeklinde dallanıp budaklanmıştır: ”Değerler üzerindeki bu yeni baştan durma, bu huzursuzluk, asıl moderni yapar.” diyen Tanpınar'ın temel meselesi işte bu modernin yarattığı huzursuzluktur.
Tanpınar'ın karakterlerinin hepsi hayatın hızlı ve yeni akışı içinde kendilerine geçmişleriyle bağlantılı olarak bir yer bulmaya çalışırlar. Bu yüzden parçalanmışlardır ve bu nedenle onlar için ”oyun” ciddi bir kavramdır. Arafta kalmış bir kuşağın yazarı olarak Tanpınar, başta dil olmak üzere, sonrasında kurgu ve yapıya da aksedecek bir şekilde oyuna yönelmiştir.
”Arafta kalmışlık” halinden bağımsız olmayan ”oyun”un Tanpınar'da karşılığını bulmak bu kitabın temel meselesidir.