Ve iyi kalpli bir dev gelip kurtardı şehirdeki insanları...” Böyle biterdi tüm masallar Tahran'da...
Vatan hasreti çekmemiş insanlara anlatması en zor duygudur “yurt özlemi”. Bunu bizzat yaşayan Shahzadeh N. İgual, önce İslam Devrimi, ardından İran-Irak Savaşı derken Türkiye'ye sığınmak zorunda kalan İranlı bir ailenin gerçek yaşam öyküsünü kaleme aldı. 1979 yılında değişen rejimle ters düşünenlerin ve yeni sisteme direnemeyen bir kitlenin gitmekten gayrı hiçbir çaresi yoktu. Tutuklanıp, hapsedilen ya da öldürülenlerin dışındakiler ya kaçtılar ya sürüldüler. Yasemin kokulu, kocaman bir anneanne evinden, hiç bilinmedik yabancı diyarlara göç eden ailelerden birinin kızı da, İzmir'de “klorak, boyoz, çiğdem” demeyi, MFÖ şarkılarını ve Tuna Huş'un sesinden Türkçeyi öğrenecekti. Tahran'ın Kırmızı Sirenleri, İran'ın en saygın ailelerinden birinin, devrim ve savaşın ardından yaşadığı acıyı ama her şeye rağmen birbirlerine olan bağlılıklarını anlatan sevgi ve hüzünle bezenmiş bir roman.