“Tarihin karanlık dönemlerinde birey, aynı soydan gelenlerin koruması altında bulunmuştur. Bu insanların oluşturduğu topluluklar, doğanın zorlamasıyla bütünleşmiş, aile, boy ya da oymak boyutunda genişlemiştir. Yönetsel ve siyasal birlik, ancak böylelikle sağlanabilmiştir. Ailenin, oymağın (klan) ya da boyun (kabile, tribu) üyeleri tam anlamıyla biçimsel nitelikte bir dayanışma içinde olduklarından kendilerini korumak için kendi olanaklarıyla davranmak zorunda bulunan insanlar, her şiddet (suç) davranışına karşı elbette gittikçe şiddetlenen ‘sınırsız kişisel öç’e başvurmuşlardır. Öç, asıl suçlu ya da onun ailesi, oymağı ya da boyu içinde yaşayan biri üzerinde gerçekleştirilecek ve kaçınılmaz biçimde öç alanın kendisine, ailesine, oymağına ya da boyu içinde bulunan birine dönecektir. Bu zincirleme süreç, bitmeyecek, sonsuza değin sürüp gidecektir. Çünkü kuralsızdır (anomique). İlkel olsa da, öç kadar insanın doğasında var olan ve insanı kışkırtan bir gücün bulunmadığı, ayrıca öcün ahlaksal açıdan iyilikle kötülüğü ayırt etmede ve haksızlığa yanıt vermede ölçüt olduğu ileri sürülmüştür. Suç hukukunun evrimini iyi kavramak için bu hukuk anlayışlarını ve ana çizgilerini bilmek gereklidir. Bu tarihsel süreç incelendiğinde şu olgu, açıkça görülmektedir: Suçların ve cezaların evrimi, dünyanın her köşesinde az çok birbirine benzer biçimde olmuştur. Özetle kişisel öç almadan kamusal suç kavramına doğru yürüyen bir süreçtir bu.”
Sami Selçuk
Suç Hukuku Dogmatiği ve/ya Grameri adlı bu yapıt beş kitaptan oluşmaktadır. Suç Hukuku Dogmatiği ve/ya Grameri - Giriş adını taşıyan ilk kitapta, suç hukukunun varlık nedeni ve bilim dünyasındaki yeri üzerinde durulmaktadır. Suçbilim başlığını taşıyan ikinci kitapta suçun başlıca nedenleri; elinizdeki üçüncü kitapta suçları önlemek için başvurulan yöntemler, yani suç politikası; dördüncü kitapta suç olgusuna yaklaşımlar ve suç genel kuramı; beşinci ve son kitapta ise, suç yargılama süreci hukuku ele alınmaktadır.