Alay ile gülme arasinda çok büyük bir fark oldugunu düsünüyorum. Çünkü gülme ve saka saf sevinçtir, bu yüzden de asiri olmadiklari sürece kendiliginden iyidir. Gerçekten amansiz ve kasvetli bos inanç disinda hiçbir sey bizim sevinç duymamizi yasaklamaz. Çünkü neden insanin açligini, susuzlugunu gidermek kasvetini gidermekten daha iyi olsun? Hiçbir ilah, hiçbir insan -tabii bana karsi bir kiskançligi yoksa- benim zayifligima, talihsizligime sevinmez; gözyaslarimiza, iç çekislerimize, korkularimiza ve zayif bir zihnin emareleri olan bunlar gibi daha pek çok duygulanima erdem yaftasini yapistirmaz. Aksine, biz sevinç duydukça daha yetkin bir seviyeye geçmis oluruz, yani zorunlu olarak tanrisal dogadan daha fazla pay aliriz. Öyleyse bilge bir insana düsen mümkün oldugunca yasamdan faydalanmak ve haz almaktir (bikana kadar da degil tabii, çünkü bu haz almak degildir). Demem o ki, bilge insanlara yarasan, makul ölçüde lezzetli yiyeceklerle, içeceklerle, dahasi hos kokularla, yemyesil bitkilerin güzelligiyle, sik giysilerle, musikiyle, sportif oyunlarla, tiyatrolarla ve insanin komsusuna zarar vermeden yararla-nabilecegi nice benzer etkinlikle kendilerine gelmeleri, canlanmalaridir. Çünkü insan bedeni farkli dogalara sahip pek çok kisimdan olusur ve bunlar sürekli yeni ve farkli türde besine ihtiyaç gösterir ki, tüm beden bünyesinin gerektirdigi her seyi esit bir güçle yapabilsin, dolayisiyla zihin de bir kerede pek çok seyi alabilme yetkinligine erissin. Iste benim ilkelerime ve yasanti tarzima en uygun düsen yasam sekli bu."-Benedictus de Spinoza-(Tanitim Bülteninden)