Kile biçim verirken, ruhunu sekillendirmeyi unutmus olan bir adam, hayat yolunun bir dönemecinde beklenmedik bir duyguyla tanisir. Bu duygu, hayatini yeniden sorgulamasina yol açacak kadar güçlüdür. Her seyi düzene soktuguna inandigi bir anda, en yakininda olanlardan gelen bir darbeyle yikilan bir kadin, hayatini yeniden kurmak zorunda kalacaktir. Bunu yapabilmesinin tek yolu; basina gelenleri unutmaktir. Doldurulmasi zor bosluklariyla, hayata ve genel kabul görmüs kurallara karsi mücadele etmeye çalisan es cinsel bir genç, babasi ile aralarinda açilan derin uçurumdan çikmaya çabalarken, kendisi ile çatismaya girecektir. Sözlerinle saril bana hayallerim üsümeden kurduklari hayallerden savrulan bu üç kisiyi anlatir. Bilinen hayal kirikliklari, bilinmeyen umutlardan daha mi iyidir? (Tanitim Yazisindan)