Toplumsal etkilesim hakkinda konusmak, aile ve okul gibi islevsel olarak birbirinden farkli toplumsal sistemlerden söz etmek demektir. Sosyolojik kuramlarin büyük bir kismi toplumsal gerçekligi kavrama iddiasi tasirlar, fakat yalnizca uzmanlari tarafindan anlasilabilen özel bir dile sahiptir. Bu süreçte soyut bir kuramin gerçeklikle olan iliskisinin ortadan kalkmasi gibi bir tehlike de söz konusudur. Gerçek dünyadaki fenomenlerin nasil oldugunun kavranmasi, sosyolojik kuram insa etme çabasinda olan ve bu amaçla modeller öneren bilim adamlari için gerçekten zordur; uzman olmayanlar içinse neredeyse imkansiz.Bilimsel, sosyolojik kuramlara ihtiyacimiz var mi? Buna hepimizin mi yoksa sadece sosyologlarin mi ihtiyaci var? Bizim bu konuda ne düsündügümüzün aslinda pek de önemi yok; kuram olmaksizin gündelik hayati ifade edemeyecegimiz apaçik ortada.Sosyolojik kuramlar, nihayetinde insanî birer faaliyet olarak, toplumsal gerçekligin nasil göründügünü açiklamak için modeller önerirler. Sosyolojik Paradigmalar’da, toplumsal gerçekligi bir araya getirmeyi mümkün kilan pek çok parçayla ilgili ifadeler ve baslangiç noktalari bulacaksiniz. Bu kitabin amaci, tüm detaylari ve çesitliligiyle kuramlari arastirmak degil, “sosyolojik paradigma” okumalari üzerinden sosyoloji içerisindeki farkli çikis yollarini ve perspektifleri birbirinden ayirmak ve anlayabilmektir.
Menü
Sepete Ekle
