Burada inceledigimiz tartismalarin beraberinde getirdigi degerler vardir. Bunlardan biri, ister doga bilimlerinde isterse sosyal bilimlerde olsun, bilimsel ve felsefi arastirmalarin kompleksligine saygidir. Ortaklasa sahip olabilecekleri seyleri ve hangi noktalarda farklilasabileceklerini sormaktan ziyade doga bilimlerinin hiçbir sekilde sosyal bilimlere benzemedigini söylemek çok kolaydir; hem doga bilimleri hem de sosyal bilimlerde uzlasimci bir konumu benimsemek ve fikirlerimizi hangi argümanlar ve kanitlarla destekleyebilecegimizi düsünmekten kaçinmak çok kolaydir. Insanlarin bize söyledikleri seyleri nasil yorumladigimizi, nasil anlayacagimizi sorgulamadan yorumcu veya fenomenolojik bir konumu benimsemek kolaydir. Ayrica, insanlarin söylediklerini oldugu gibi kabul etmeli miyiz? Onlarin ifadelerini daha genel bir baglama yerlestirmemiz gerekir mi? vb. Ve toplumsal gerçekligin dogasi hakkinda zor ontolojik sorular sormadan yorumcu bir görüsü benimsemek de çok kolaydir. Buradaki mesaj, bizzat düsünmenin, kullandiginiz fikirlerin ve arastirdigimiz dünyanin detaylari, derinlikleri ve paradokslarinin farkinda olmanin, hiçbir açik cevabi olmayan zor meselelerden kaçinmamanin bir degeri oldugudur.(Arka Kapak)