Dünyayi ikiye ayiran bir bölünmede, siyasi iktidari yalnizca devlet ya da sinif iktidari diye görmek de, yasanin üstünlügü diye yorumlamak da temel bir esitsizligi atlamak olacaktir. Genel bir erkek hakimiyeti, hiçbir toplumun gerçek anlamda demokratik sayilamayacagini düsündürecek biçimde, bir ilk baskiyla ortaya çikmis ve sürmüsse, dünyayi ve siyasi iktidari kavramanin yolu, erkeklerin kadinlar karsisindaki keyfi-siyasi üstünlügünü sorgulamaktan geçer.(Arka Kapak)