“Bresson günlügüne birkaç kelimeyle gözlemlerini yazdi. Insani insan yapan her seyi: zevklerini, tiksintilerini. Özellikle kendini begenmislige, entelektüalizme ve konformizme karsi duydugu tiksintiyi. içtenlige, dogaya karsi hayranligini. Sanatta kesinlik ve tutumluluk için. Görünmenin karsisinda, olmak, yani oyuncunun karsisinda model. Model (Bresson’un oyuncuya yegledigi kelime) ressam için bir coskunluk, ilhamdir: ‘taklit edilemeyen ruh, taklit edilemeyen beden.’Neredeyse dikkatsizce ortaya atilmis bu notlarda, bütün doluluguyla ve kimi zaman büyük acilarla yasanmis, sonunda Bresson’u sinematografik yaraticiligin gök kubbesine çikarmis serüvenin özünü kavriyoruz.”