Osmanli Imparatorlugu’nun son yüzyili, bir yandan devletin uluslararasi arenada kendisini söz sahibi bir aktör olarak tanimlamaya çalistigi, diger yandan bu söz sahibi aktörün artik törenlere sikismis ihtisamini, devletlik vasfini simgeler yoluyla yeniden öne çikarmaya gayret ettigi bir dönemdir. Farkli etnik köken ve dinden insani birarada tutan imparatorluk idaresi, 19. yüzyilin son çeyreginde tebaasina merkezi idareye bagli homojen bir millet gibi davranmaya baslar, ama bu arada imparatorluk reflekslerinden de vazgeçemez. Ihtisam ve azamet, arma ve madalyalardan dile, Osmanli devletinin hükmettigi cografya kavrayisindan uluslararasi alandaki temsil edilis biçimlerine kadar genis bir çerçevede hüküm sürer. Bu süreç zaman zaman sömürgeci yönetimlerin, sömürgelestirdikleri tebaaya gösterdikleri davranislara ve "medenilestirme" tesebbüslerine benzeyen usûlleri de içerir. Selim Deringil, bu kitapta biraraya getirilen uzun yillarin emegini yansitan makalelerinde, 19. yüzyil imparatorluk tarihinin simgesel üretim ve yeniden-üretim alanlarini ele aliyor. Din, millet, devlet tanimlarini ve bunlarin siyasal alandaki kullanimlarini, II. Abdülhamit döneminden Mustafa Kemal’e uzanan süreçte, "devlet akli" ve pratiklerine bakarak inceliyor.