Şehir… Bir gönlün etrafında şekillenen, gönülle beslenen, bütün sokakları gönle çıkan kutsal belde. Sevgilinin izlerini takip ederek girilir o şehre; benliği sevgilinin mayasıyla mayalayıp ruh merdivenlerini tırmanarak, varlıktan ve çokluktan soyunarak, âlemde her ne varsa birliğe dahil ederek girilir.
Leylâ İpekçi Mekke, Medine, Kudüs ve İstanbul’dan geçerek böyle bir şehre, “aşk şehri”ne yönlendiriyor okurlarını. Nefsin tozlu yollarını arşınlayıp o şehre girmek isteyenleri bir yolculuğa çıkarıyor. Şehrim Aşk, bir ruh macerası…
“Sana geldim bu en uzun yolculukta
Milimetrelerle yaşamaktan yorgun
Düşeceği toprağı özleyen bir yaprak gibi
Geldim parmak uçlarımda kıvılcımlarla
Tamamlansın diye güzelliğim”