Serdar Bey anlatmaya başladı:
-Savaşın bütün dehşetiyle hüküm sürdüğü yıllardı. Düşman adım adım ilerliyordu. Köyün erkekleri cepheye gitmişti. Köyde sadece kadınlar, çocuklar ve yaşlılar kalmıştı. Nihayet korkulan an gelmiş, düşman köye girmişti. Herkesi köy meydanında toplayıp eziyet etmeye başladılar. Deden, o yıllarda küçük bir çocukmuş daha. Düşmanı, ilk kez böylesine yakından görüyormuş.
Düşman komutanı Kur'an-ı Kerim'i eline almış:
-Bu mu kurtaracak sizi? diye ayağının altına almak istemiş. İşte ne olduysa o zaman olmuş. Deden, bir ok gibi fırlamış yerinden. Komutanın üzerine atılarak Kur'an'ı elinden almayı başarmış. Sonra da nehre doğru kaçmaya başlamış. Bu olayı gören kalabalık, kadın ve yaşlılar olmasına rağmen cesaretlenmiş ve askerlerle çatışmaya başlamışlar.