“Açıkçası ‘İnsanlar hayatımla niye ilgilensinler
ki?’ …Aristokrasi çağı bir daha geri dönmemek
üzere tarih sahnesinden siliniyor artık. Vaktiyle
tarihçiler; halifelerden, onların yapıp ettiklerin den başka hiçbir şeye yer vermezlerdi. Ancak
zamanla sultanların tarihini yazdıkları gibi
halkın tarihini, zenginliği yazdıkları gibi fakir liği, krallığı yazdıkları gibi çiftçiliği de yazmaya
başladılar. Hülâsa adı sanı bilinmeyenlerin
hayatı, meşhurların hayatı gibi önemli hâle
geldi.”
İslâm fikir ve kültür tarihine dair çalışmala rıyla bilinen Mısırlı mütefekkir Ahmed Emîn’in
Hayâtî ismiyle 1950 yılında yayınladığı hatıratı,
Sarıktan Fese: Modern Mısır’ın Doğuşuna Ta nıklığım adıyla ilk kez Türkçede.
Yazarın günlüklerinden yola çıkarak sade
bir anlatımla yazdığı bu kitap, Modern Arap
edebiyatının da otobiyografi türündeki ilk
örneklerinden sayılıyor. Mütefekkirin çocuklu ğundan başlayarak Kahire’nin yerel kültürüne,
Ezher’deki eğitiminden hakimliğine ve Kahire
Üniversitesi’ndeki hocalığına kadar gidiyor.
Muhammed Abduh, Sa’d Zağlûl ve Taha Hü seyin gibi bu dönemin önemli simalarına dair
hatıralar ve bilgiler de barındıran bu hatırat,
aynı zamanda 19. asrın sonundan 20. asrın
ortasına değin modernleşme sürecindeki Mı sır’ın hikayesi olarak da okunabilir. Yazarın
1928 yılında İstanbul’a gelmesi ve burada ge çirdiği kırk günde edindiği gözlemler, devrim lere dair tanıklığı Türk okuru için ayrıca dikkat
çekici noktalar barındırıyor