“O ilk sabah, kuş gibi atıyordu yüreğim. Korksam da minicik bir umut kanat çırpıyordu sanki. Okuldakiler belki de beni severlerdi.”
Uzun zaman önce, köyünde ailesiyle yaşayan siyah saçlı bir çocuk vardı. Fakat bir gün, babası daha iyi bir iş bulabilsin diye, sarı saçlıların çoğunlukta olduğu bir ülkeye taşınmak zorunda kaldı. Çocuk orada, kendini farklı ve yalnız hissetti çünkü hep onunla dalga geçiyorlardı. Belki de, siyah saçlarını bir şapkanın altına gizlerse, onu da oyunlarına çağırırlardı. Yıllar geçti, siyah saçlı çocuk büyüdü ve bir oğlu oldu. Oğlunun da sınıfına yeni gelen arkadaşıyla dalga geçtiğini duydu. Ve başladı hikâyesini anlatmaya… Oğlu, babasını dinledikçe, arkadaşını ne kadar kötü hissettirdiğini anladı. Ve arkadaşını mutlu etmek için bir plan yaptı.
Türkiye edebiyatının şüphesiz en kıymetli ve güçlü kalemlerinden Zülfü Livaneli Doğan Egmont’tan yayınlanan Şapka kitabında edebiyatın en eski temalarından “sürgün” ve “sınır” kavramları ile bilhassa son yılların en önemli konuları arasında yer alan “mülteci” meselesini çocukların gözünden hassas bir dille anlatırken bir yandan da kültürel çatışmalar bağlamında yaşanan sıkıntıları işliyor. Fakat en önemlisi yuvalarından koparılan, göç etmek zorunda kalan çocukların arkadaşlarıyla el ele yürüyebilecekleri barış dolu bir gelecek için sesleniyor!..