Kollarimi yukariya, ona kaldiriyorum. "Kucak, kucak" diye fisildiyorum. Bana dogru atliyor, kollarini boynuma doluyor. Bedeninin agirligini hissetmiyorum bile. "Böyle ölünebilir iste" diye geçiyor içimden, "hatta böyle ölünmeli, bu anin üstüne hiçbir sey eklenmemeli".Neden olamadigimizi hiçbir zaman bilemedim, belki bilmek istemedim. Sanirim o benim gibi yasamadi beni, o anlatsa baska anlatirdi belki her seyi. Bana yalanci derdiniz. Oysa insan kendine yalan söyleyemiyor, bildigim tek sey benim böyle yasadigim olan biteni. Sonuçta olmadi, olamadik. Ve o çiplaklik da bir daha olmadi. Kimse beni o kadar soyamadi ve ben aslinda hep giyinik oldugumu bile bile sevistim ondan sonra.KitaptanVuslata erip bahtiyar olsalar, bir yastikta kocasalar, mutlu evliliklerin öyküsünü dinler miydik asirlar boyu? Sakin yaklastikça kaybolan bir serap olmasin ask? Sorularimin cevabi Cem Mumcu'nun Sahici Asklar Külliyati'nda… Daha ilk öyküde zipkin yemis gibi çakildim. Bir kambur kizin öyküsünü anlatiyordu Mumcu; kendi hayatindan akip geçmis bir düs gibi...Can Dündar