Klasik Türk edebiyatimiz, 600 yillik geçmisi ve çok sayida sair ve yazarlariyla, tükenmez bir hazinedir. Bu edebiyatin öncelikli hedefi, söyleyiste, dil, üslüp ve konuda, estetik mükemmeliyettir. Bütün klasik sair ve yazarlar, bu sebeple ferdiyetçiligi ön plana çekip edebi mükemmeliyetten feragat etmemislerdir. Za'ifi, XVI. Asrin ekonomik, sosyal ve siyasi ihtisam atmosferinde, çesitli mahrumiyet, talihsizlik ve imkansizliklara ragmen, bir Külliyat teskil eden manzum ve mensur eserleriyle, oldukça önemli bir san'atkardir. Rumelili Za'ifi, üslup olarak nerdeyse bütün bölge sairleri gibi tekellüfsüz, latifeci ve veluddur. Za'ifi Divani'nin üç yazma nüshasinin karsilastirilmasiyla meydana gelen bu çalisma, kültür hazinemize, gücümüzce hediye ettigimiz bir eserdir.