Ruh Isbasinda kendisini "psikopatoloji" alaninda yapilmis bir deney olarak görüyor ve kolektif ruhumuzda bir seylerin nasil ele geçirilmis oldugunu tarif ediyor: agir, kalin, opak, engelleyici bir dünya hali. Bifo'nun yanitlamak istedigi soru su: Isçilerin kapitalist üretim örgütlenmesi karsisinda duyduklari yaygin "yadirgama" haliyle nitelenen 1960'larin isçi mücadelelerinden isin psikolojik ve duygusal yatirimlarin merkezi alani haline geldigi, hatta bu yeni libidinal ekonominin insanlarda ani paniklerden kitlesel depresyonlara bir dizi kolektif patolojiye neden oldugu bugünkü duruma nasil geldik? Nasil oldu da isçilerin gücünün isi reddetmeleriyle, kapitalist süreçlerden özerk olmalariyla ve kendi örgütlenme biçimleriyle tanimlandigi 1960'larin ve 70'lerin toplumsal antagonizmalarindan çikip, isin kimligimizin merkezi ögesi haline geldigi, yalnizca ekonomik anlamiyla sinirli kalmayip benligimizin kurulusunda hayati bir unsura dönüstügü son yillarin deneyimine geldik? Kisacasi, nasil oldu da isten kaçarken onunla özdeslesir olduk?