“Periler, şölen ve dansa kadar insan yaşamının neredeyse her yönünü taklit etme eğilimleriyle çoğumuzun aşina olduğu daha ruhani hayaletlere pek de benzemezler. Bu, kısmen hayalet perinin yalnızca belirli bir tür peri olduğu gerçeğiyle açıklanabilir. Perilerin bizzat ölülerin ruhları olduğu meselesi de kesinlikle karmaşıktır. Bazıları için mesele sadece ölü olmak değil; ne zaman, nerede ve nasıl ölündüğü meselesiydi.”
Birçok film ve animasyonda izlediğimiz periler gerçekten sevimli miydi? 17. yüzyıl Avrupası’nda yaşayan insanlar için kesinlikle değildi. Dünyayı yok etme gücüne sahip olduğuna inanılan periler, musallat olduğuna inanılan evlerin terk edilmesine, insanların öldürülmesine yol açtı. Hayaletler, cadılar, kara büyüler gibi periler de 20. yüzyıla kadar insanların en büyük korkusu oldu.
Edebiyatta ve sanatta korku nedeni olan perilerin 20. yüzyıldan itibaren sevimli kahramanlara dönüşünü tarihsel bir çerçevede inceleyen Richard Sugg, akıcı üslubuyla bizi, bugünün kahramanlarının karanlık geçmişine bakmaya davet ediyor.