Çektiğim bunca acı bir yanlış anlamanın mı yüzünden?" dedi Yusuf.
Neden bunca yıldır bir hainmişim gibi acı çektim? Bir eylem hangi yoğunlukta zafere adanmışsa, dedi Meryem, yenilgi de o yoğunlukta ihanete odaklanır... Bütün bunların sebebi, insanların kolayına kaçıp her yenilginin nedenini kişilere bağlamasıydı. Bu insanlar için bir kurtuluş yoluydu, bunca hayal kırıklığını bu yolla hazmedebiliyorlardı. Asıl sorun sarsılmaz inançta, katılıkta, kapalılıktaydı; ihanet suçlamasının filizleneceği en uygun iklim bu kelimelerin işaret ettiği yerdeydi.
İnsanı bir arada tutan blok dağılırsa ne olur? Bir tür makine olduğu düşünülürse bloğun, dağılmasıyla insanın tüm parçaları özgürleşir ama bu, bloğun himayesinden feragat etme pahasına olur. Parçalar artık yabancı oldukları bir evrenin puslu gerçekliğinde bir başınadırlar; yersiz yurtsuz ve korumasızdırlar.Üç ayrı anlatım tarzıyla Yusuf'un Yusuf'lara, Yusuf'ların Yusuf'a dönüşmesidir Pas'ın konusu. Bu bir dağılma ve yeniden toparlanma halidir. Üç başlangıcı ve üç sonu; üç dili, üç gerçekliği ve üç üslubu vardır metnin. Hangisinden başlarsanız, diğerleri bir düşe dönüşür; neyin düş neyin gerçek olduğuna karar verecek olan ise okurdur.
Celal Güngördü bu ilk romanında, tespih tanesi gibi parçalanmış hayatları, kafasını ülkesinde bırakmış mültecileri, yerini apartmanlara bırakmış bahçeleriyle değişen doğayı kurguyla gerçeği iç içe geçirerek anlatıyor.