Sarayin ve kilisenin kalesi Fransiz Akademisi, 19. yüzyilda yasanan modernlesme karsisinda sarsilmaya baslar. Bu süreçte ortaya çikan, dünyaya açik, liberal zihniyetli özel akademiler, millî ve resmî Paris Güzel Sanatlar Okulu’nun kati lonca disiplinine ve dogmalara dayali egitimine meydan okur.Bu özel akademilerin ilkini 1868’de panayir güresçisi Rodolphe Julian kurar. Güzel Sanatlar Okulu’nun yabancilari ve kadinlari atölyelerinden uzak tutan elitist egitimini, mütevazi kayit ücretini karsilayabilecek herkese açan Académie Julian, kisa zamanda Seine Nehri’nin iki yakasinda toplam on iki atölyeye yayilir. 1959’a kadar ayakta kalan Julian Akademisi, bir asir boyunca elli degisik ülkeden sayisiz sanatçiyi misafir eder. Yoklama defterlerinde adlari bulunan Renoir, Bonnard, Matisse, Léger ve Duchamp 20. yüzyil Paris’inin çehresini degistirirler.Yetenekli gençlere dagitilan padisah bursuyla Académie Julian’in kapisini çalan ilk Osmanli ögrencisi Seker Ahmed Pasa’dir. Julian’in Seker Ahmed’in ardindan agirlayacagi ve aralarinda Namik Ismail, Nurullah Berk ve Ilhan Koman’in da bulundugu farkli kusaklardan kirktan fazla sanatçi, bu atölyelerden tasidiklari sanatta modernlesme tohumunu Imparatorluk ve Cumhuriyet topraklarinda yeniden filizlendirmek için çalisir.
Menü
Sepete Ekle
