Dünyanın en eski ve en güzel kentlerinden birisi olan İstanbul’un geçmişine damgasını vuran Hıristiyan ve İslam kültürü, bu tarihi kentte kültürel devamlılık ve etkileşim içinde çok dilli, çok dinli ortak bir yaşam kültürü yaratmıştı. Kent sakinlerinin yüz yıllar boyunca sürdürdükleri bu birlikte yaşam kültüründe bir tek ibadet şekilleri ve dini gelenekler farklıydı. İstanbul’un tarihi semtleri bu kozmopolit yaşam kültürünün bir ürünü olarak ortaya çıkmıştı.
Sur içinde üç farklı bölgede biçimlenen bu tarihi semtlerdeki mahalle yaşamına dayalı kozmopolit yaşam kültürü, 1960’lı yılların sonlarına kadar sürdü. Bu yaşam kültürünün son tanığı benim kuşağımdı. Bugün tahayyül bile edilmesi zor olan o renkli dönemin bir tanığı olarak, sur içinde artık kaybolan mahalle yaşamına dayalı kozmopolit kültürü anlatmak doğup büyüdüğüm bu tarihi kente bir vefa borcuydu. İstanbul Üçlemesi olarak hazırladığım Kalimera Fener Şalom Balat, Nefs-i İstanbul ve Parev Kumkapı KalimeraSamatya kitaplarımla kent kültürüne küçük bir katkı yapabildiysem ne mutlu bana.