Zamanın birinde yaşlı bir padişah varmış. Ülkesi bayındır, halkı neşeli mi neşeliymiş.
Günün birinde, günleri sayılı padişahın vakti gelmiş, gözlerini dünyaya kapamış.
Padişah tahtı hiç boş kalır mı? Hemen ertesi gün, sarayın ileri gelenleri bir araya gelerek, sırasını bekleyen büyük şehzadeyi tahta oturtmuşlar.
Yeni padişahın ilk işi, başta sadrazam ve vezirler olmak üzere akıllı, bilgili yöneticileri toplamak olmuş.
Onlara:
“İşinizi, babamın zamanındaki gibi hiçbir şeyi değiştirmeden aynen yürüteceksiniz,” diye buyurduktan sonra tahtına kurulmuş.