Bilimsel anlamda, tarihi kendi otonomisi içinde düsünüp ona sekil vermek isteyenler -tarihçiligin kendilerine sundugu çagdas yaklasim, kuram ve genellemelerin göstergeleriyle, ayricaliklariyla ve yetkileriyle- daha ziyade uzun vadeli olusumlari düsünerek onu bilimsel dile dökerler, kimi zaman da edebi yanina agirlik vererek daha okunabilir hale getirirler. Ancak, tarihi baska niyetler için kullanmak isteyenler, bilerek ya da safça istismar edenler,akademisyenlerin geçtigi yollardan geçmezler. Bilerek ya da safça, tarihsel destek için ya da ideolojik saptirmalarla, tarihi kullanmak isteyenlerin basinda siyasetçiler gelir; egitim-ögretim kurumlarinda düsüncelerini asilamak isteyen aracilar gelir; duyduklarini, okuduklarini, gördüklerini topluma ulastirirken ona güncel bir biçim vermeye çalisan medya dünyasi gelir. Salih Özbaran, Osmanli’yi Özlemek ya da Tarih Tasarlamak adiyla bir araya getirdigi yazilarinda 2002-2007 yillarinda Osmanli’ya iliskin yazilmis bazi genel tarih kitaplarini degerlendirirken, tarihi kullanmak isteyenlerin beklentilerini dile getirmek istiyor; böylece tarihçiligin çok önemli bir ilkesine vurgu yapiyor: “Osmanli’yi özlemek” ve “tarih tasarlamak” ayri seylerdir.