Victor Ménage, Tibor Halasi-Kun ve Halil İnalcık gibi usta Osmanlı tarihçileriyle uzun süre birlikte çalışan Rhoads Murphey, bu eserinde ‘Osmanlı savaş makinesi’nin Avrupa, Kuzey Afrika ve Orta Doğu’daki başarılarına dair detaylı ve özgün bir inceleme sunuyor. Öncelikle Osmanlı askerî teşkilatının dönüşümüne ve değişim dönemindeki Osmanlı toplumu üzerindeki etkisine odaklanan kitap, Osmanlı askeriyesinin mazhar olduğu yoğun akademik ilgiyi doğru şekilde tahlil ederek, literatürdeki peşin hükümlü tarihyazım alışkanlığını da değiştirmeyi amaçlıyor.
Osmanlı askerî tarihinin malî, teknolojik, taktiksel ve siyasî boyutları üzerine pek çok kitap yazılmış olsa da Osmanlı askerlerinin deneyimlediği şekliyle savaşın fiziksel ve psikolojik gerçeklerini yeniden yaratmaya veya canlandırmaya yönelik çok az girişim söz konusu. Murphey, bir yandan taktiksel konulara ağırlık verip bir dizi seferin ayrıntılı incelemesini sunarken, bir yandan da bu boşluğu doldurmayı hedefliyor.
Osmanlı Savaşırken, Batı’da Habsburglar ve Doğu’da Safevîlerle rekabet eden, dönemin en güçlü imparatorluğu olan Osmanlıların ordu ve savaş yapılanmasını mercek altına alıyor. Aynı anda üç yerde savaşabilme kapasitesi olan Osmanlı ordusunun motivasyon kaynaklarını, orduların nasıl sevk ve idare edildiğini birincil kaynaklardan yararlanarak inceliyor. Aynı zamanda imparatorluğun teknolojiyi hangi seviyede kullandığı, malî sıkıntılar yaşandığında asker-siyaset ilişkisinin nasıl yürütüldüğü gibi konuları da –bugüne kadar yapılan yanlış yorumları da cevaplandırarak– açıklığa kavuşturuyor.