Padis¸ahlardan mu¨nzevi dervis¸lere, yazarlardan hac yolculug?u yapanlara
kadar farklı kesimlerden I?ranlılar I?stanbul’un 19. yu¨zyıldaki halini anlatıyor.
Kiminin bakıs¸ları sarayların ihtis¸amına, baloların s¸atafatına, saltanatın
lu¨ksu¨ne; kimininki c¸amurlu sokaklara, yoksul insanlara, ahs¸ap evlere;
kimininki de Galata’nın eg?lence ve go¨steri hayatına kayıyor. Aynı ku¨c¸u¨k
cog?rafyada tu¨rlu¨ yas¸am tarzları ve hatta deg?is¸ik iklimler yan yana varlıg?ını
su¨rdu¨ru¨yor.
S¸ehrin hanları, hamamları, kahvehaneleri, tekkeleri, sarayları, mahalleden
mahalleye yolcu tas¸ıyan gemileri, dar sokakları, ag?ac¸ları, dereleri es¸siz
bic¸imde zihnimizde canlanıyor. Gezginler eski I?stanbul’un gu¨ndelik
hayatının farklı vec¸helerini oldug?u gibi Osmanlı Devleti’nin son demlerine
dair go¨zlemlerini de aktarıyor; kendi ku¨ltu¨rleriyle kars¸ılas¸tırarak, kimi
zaman hayranlıkla, kimi zaman da kınayarak...
19. yu¨zyıl Osmanlı bas¸kentinin hayatını I?ran ku¨ltu¨ru¨nu¨n su¨zgecinden
gec¸irerek aktaran bu o¨zgu¨n metinler, I?stanbul’a farklı bir go¨zle bakmanızı
sag?layacak.
“Evler s¸ahane, keseler bos¸, cami ve mabetler es¸siz ve go¨rkemli ama namaz
kılan nadir ve azdı. A^limler ve kadılar s¸ehvet ve para pes¸inde olup s¸eriatın
gelenek ve go¨reneklerini atıp heves ve s¸ehvette bog?ulmus¸lardı. I?sla^m
dininin kanunlarını atıp Frenkler gibi yarım yamalak kanunlar yapmıs¸lardı.
Oradan kovulmus¸, buradan da geri kalmıs¸lardı. Ne bu du¨nyaları ic¸in ne
de ahiretleri ic¸in hayırlı bir s¸ey yapıyorlardı. I?sla^m sadece isimden ibaretti,
vesselam!”