Kopkoyu sahil gecesinin kör bir biçak gibi kalbe saplanmasi, eski yasanmisliklarin ve geçmis zamanlarin titreyen bir avucun içinden topraga akan su gibi emilip kaybolmasi, askin taslara sürünüp ertesi sabah günes gibi yeniden dogmasi... Ama hiçbir seyin halledilememesi, iki kalbin kavusamamasi, posta güvercininin gagasindaki mühürlü mektup ve o sicak yaz mevsimi... Geçmisle gelecek arasindaki o incecik köprüde yürümeye çalisirken aski düsünmek ve ölümün farkinda olmak: Orphee’nin cografyasi. Olaylarin birdenbire tersine akan bir selaleye dönüsmesi... iste Orphee’nin ruha ve bedene sizan tortusu.
NAZLI ERAY
Eray’in üslubu tematik ilgilerine özgü olmakla birlikte Orphee, eserleri arasinda özel bir yer tutmaktadir, çünkü ne esrarengiz ne de olaganüstü çözümüyle sonunda fantastik âleminde kalmaktadir. SIBEL EROL